Attila İlhan

Attila İlhan Poems

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
...

hacet yok hatırlatmasına seni hatıraların
bir dakika bile çıkmıyorsun aklımdan
koşar gibi yürüyüşün
karanlıkta bir ışık gibi aydınlık gülüşün
...

gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
...

beni koyup koyup gitme
ne olursun
durduğun yerde dur
kendini martılarla bir tutma
...

kanatları parça parça bu ağustos geceleri
yıldızlar kaynarken
şangır şungur ayaklarımın dibine dökülen
sen
...

sabit dudak ruju epeyce telefon
kirpikleri devirip göğüs geçirmeler
burnu rendelenmiş memeleri silikon
ağızlıkla çakmağın alevini içmeler
...

zeynep beni bekle / gece ağaçlarına
yağmur çiseliyorum / cam tozu su beyazı
yalnızlığını mutlaka değiştireceğim
bir yaprak halinde süzülüp saçlarına
...

aysel git başımdan ben sana göre değilim
ölümüm birden olacak seziyorum
hem kötüyüm karanlığım biraz çirkinim
aysel git başımdan istemiyorum
...

ölüm birden boşalmasıdır insanın kendisinden
gizli titreşimler uçar belki boşlukta sesinden

güneş vurunca parıldar görünmez ayak izleri ki
...

an gelir
paldır küldür yıkılır bulutlar
gökyüzünde anlaşılmaz bir heybet
o eski heyecan ölür
...

bana bir şimşek çak
ortalık fena karanlık
yüreğim örtülüyor
ağır bir dalgınlığa genişliyorum
...

söyleşir
evvelce biz bu tenhalarda
ziyade gülüşürdük
pır pır yaldızlanırdı kanatları kahkaha kuşlarının
...

Sen İstinye'de bekle ben buradayım
İçimde köpek gibi havlayan yalnızlığım
Belki gelmem gelemem 5 dakika bekle git
Çünkü ben buradayım Karanlıktayım
...

o kızı nerede nasıl görsem
aklımı başımdan alır ağzı
saçları şıra köpüğü desem
kaşları bıçak izi kırmızı
...

şenlik dağıldı bir acı yel kaldı bahçede yalnız
o mahur beste çalar Müjgan'la ben ağlaşırız
gitti dostlar şölen bitti ne eski heyecan ne hız
yalnız kederli yalnızlığımızda sıralı sırasız
...

dağılırdı saçlarınız yaz akşamı
batan güneşe karşı / kumral
susardınız ne de çok susardınız
anlaşılması güç susmanızın anlamı
...

17.

ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
...

'sabiha bu adamlar beni alıp götürecek
sakın ha ağlamanı istemiyorum
soracakları varmış yıllardır sorarlar
anlaşılan bu sorgu daha yıllarca sürecek
...

yolumdan çekil yavrum
bağlasalar duramam
demir asa demir çarık dedim
neyleyim!
...

elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
...

Attila İlhan Biography

Attilâ İlhan (15 June 1925 – 11 October 2005) was a Turkish poet, novelist, essayist, journalist and reviewer. Attilâ İlhan was born in Menemen in İzmir Province, Turkey on 15 June 1925. He received most of his primary education in İzmir. However, because of his father's job, he completed his junior high school education in different cities. Aged 16 and enrolled in İzmir Atatürk High School, he got into trouble for sending a poem by Nazım Hikmet, a famous dissident communist Turkish poet, to a girl he was in love with. He was arrested and taken into custody for three weeks. He was also dismissed from school and jailed for two months. After his imprisonment, İlhan was forbidden from attending any schools in Turkey, thus interrupting his education. Following a favourable court decision in 1941, he received permission to continue his education again and enrolled in Istanbul Işık High School. During the last year of his high school education, his uncle sent one of his poems to CHP Poetry Competition without telling Attilâ. The poem, Cebbaroğlu Mehemmed won the second prize among many poems written by famous poets. He gratuated from high school in 1942 and enrolled in İstanbul University's law school. However, he left midway through his legal education to pursue his own endeavours and published his first poetry book, Duvar (The Wall). In his second year at Istanbul University, he went to Paris in order to take part in supporting Nazım Hikmet. His observations of the French and their culture were to influence many of his works. After returning to Turkey, he repeatedly ran into trouble with the police. Interrogations in Sansaryan Han influenced his works based on death, thriller, etc. He went back to Paris again in 1951 because of an official investigation about an article in Gerçek newspaper. In this period he learned to speak French and studied Marxist philosophy. In the 1950s Attilâ İlhan spent his days along an İstanbul–Paris–İzmir triangle and during this period he started to become popular in Turkey. After returning to Turkey, he resumed studying law. However, in his last year at law school, he left university and took up a journalistic career. His relationship with the cinema also started in this year. He began writing movie reviews and critiques in Vatan newspaper. After completing his military service in Erzurum in 1957, İlhan returned to İstanbul and concentrated on cinema. He wrote screenplays for nearly 15 movies under the nom de plume Ali Kaptanoğlu. However, cinema didn't meet his expectations and he went back to Paris in 1960. During this period, he analyzed the development of socialism and television. The unexpected death of his father caused him to return to his hometown of İzmir, where he would remain for the next eight years. During this period, he served as the editorial writer and editor-in-chief of the Democratic İzmir newspaper. During the same years, he also wrote poetry books, Yasak Sevişmek and Bıçağın Ucu of the Aynanın İçindekiler series.)

The Best Poem Of Attila İlhan

Ben Sana Mecburum

Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Ağaçlar sonbahara hazırlanıyor
Bu şehir o eski İstanbul mudur
Karanlıkta bulutlar parçalanıyor
Sokak lambaları birden yanıyor
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum sen yoksun.

Ölmek kimi zaman rezilce korkuludur
İnsan bir akşam üstü ansızın yorulur
Tutsak ustura ağzında yaşamaktan
Kimi zaman ellerini kırar tutkusu
Bir kaç hayat çıkarır yaşamasından
Hangi kapıyı çalsa kimi zaman
Arkasında yalnızlığın hınzır uğultusu

Fatih'te yoksul bir gramafon çalıyor
Eski zamanlardan bir cuma çalıyor
Durup köşe başında deliksiz dinlesem
Sana kullanılmamış bir gök getirsem
Haftalar ellerimde ufalanıyor
Ne yapsam ne tutsam nereye gitsem
Ben sana mecburum sen yoksun.

Belki haziranda mavi benekli çocuksun
Ah seni bilmiyor kimseler bilmiyor
Bir şilep sızıyor ıssız gözlerinden
Belki Yeşilköy'de uçağa biniyorsun
Bütün ıslanmışsın tüylerin ürperiyor
Belki körsün kırılmışsın telaş içindesin
Kötü rüzgar saçlarını götürüyor

Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Bu kurtlar sofrasında belki zor
Ayıpsız fakat ellerimizi kirletmeden
Ne vakit bir yaşamak düşünsem
Sus deyip adınla başlıyorum
İçim sıra kımıldıyor gizli denizlerin
Hayır başka türlü olmayacak
Ben sana mecburum bilemezsin.

Attila İlhan Comments

Fortunee Cohen 03 July 2017

Can Attila lihan poems be translated in English?

1 0 Reply

Attila İlhan Popularity

Attila İlhan Popularity

Close
Error Success